Sabahattin Ali
25 Şubat 1907 - 2 Nisan 1948. Gümülcine’nin (Yunanistan) Eğridere köyünde doğdu. 1927 yılında İstanbul Muallim Mektebini (Öğretmen Okulu) bitirdikten sonra 1 yıl kadar Yozgat’ta öğretmenlik yaptı. Daha sonra Maarif Vekaletinin (Eğitim Bakanlığı) açtığı sınavı kazanarak Almanya’ya gitti. Postdam’da 2 yıl kadar eğitim gördükten sonra yeniden Türkiye’ye döndü.
İlk şiirleri, 1925 yılında Balıkesir’deki Çağlayan dergisinde çıktı. Sonra yıllarda ise Yedi Meşale, Resimli Ay, Varlık gibi dönemin ünlü dergilerinde şiir ve öyküleri yayınlandı. Özellikle toplumsal gerçekçi öyküleriyle tanınan Sabahattin Ali, değişik tarzlarda şiir örnekleri verdi.
Roman ve öykülerindeki Türkiye insanına yaklaşımı edebiyata yeni bir boyut getirdi.
1932 yılında yeniden tutuklanıp Konya’da, sonra da Sinop Cezaevinde yattı. Özellikle »Hapishane Şarkıları« olarak bilinen şiirler de bu dönemin ürünlerindir. Cumhuriyetin 10. yılı nedeniyle çıkarılan aftan yararlanarak cezasının bitimine birkaç ay kala tahliye edildi.
Sonraki yıllarda yine Maarif Vekaleti bünyesinde değişik birimlerde görev yaptı. Almanca öğretmenliği ve Devlet Konservatuarında çevirmen, dramaturg olarak çalıştı.
1948 yılında, sürekli izlendiği nedeniyle tüm işlerini bırakarak kamyonculuk yapmaya başladı. Birkaç ay sonra da Kırklareli üzerinden Bulgaristan’a geçmek isterken öldürüldü. Ölümüne ilişkin çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bazı araştırmacılara göre kendisine kılavuzluk eden Ali Erkekin tarafından öldürüldü. Mezarının nerede olduğu ise bilinmemektedir.
Sabahattin Ali’nin, »Kuyucaklı Yusuf« (1937), »İçimizdeki Şeytan« (1940), »Kürk Mantolu Madonna« (1943) adlı romanları, »Değirmen« (1935), »Kağnı« (1936), »Ses« (1937), »Yeni Dünya« (1943), »Sırça Köşk« (1980) adlı öykü kitapları, şiirlerinin toparlandığı »Dağlar ve Rüzgar«, »Kurbağanın Serenadı, Öteki Şiirler« ile »Esirler« (1966) adlı bir oyunu yayımlandı.